16 Ekim 2013 Çarşamba

yer altında, kanoda gençler


mihenk taşı lazımdı ya, olmasa da olurdu!
keyifler hesapsız
keşifler sayısız

şıkır şıkır bir su idi, gölgelerini taşıyan
dalga dalga çizilen, yok olan, geri gelen
ışıkla dansın adıydı

mihenk taşı lazımdı ya, olmasa da olurdu, şimdilik!
heyecanlar sorunsuz
nefesler ardı ardına tekrarlı

yol bulup gitmekti yapmaya çalıştıkları
bilmedikleri bir deryadan bilmedikleri bir deryaya!
görmedikleri sevdadan görmedikleri sevdaya

hasılı
suda yürümekti birlikte
gitmekti
bir sahili umursamadan
kayıtsızca yitmekti

ve hasılı
birlikte...

küçük kız, ekmek ve kırıntılar


üzüntüsü ekmekten değil
belki bir sevgili; geçmişte yahut
gelecekte kim bilir
üzüntüsü beklemekten değil

bin bir yolculuktan gelmişti, ekmek
çamurdan, rüzgardan, oraktan, sabandan geçmiş,
yanmış yakılmış kızarmış!

üzüntüsü emekten değil!
"sorguya" belirsiz netlikten yahut
köşecikte kim bilir, beliren
üzüntüsü gitmekten değil